Çözücüler, yüksek doğruluk, güvenilirlik ve dayanıklılıkları ile bilinir, bu da onları zorlu ortamlarda kullanım için ideal hale getirir. Elektrik gürültüsüne karşı bağışıktırlar ve geniş bir sıcaklık aralığında işlev görebilirler. Temas parçası olmadan, çözücülerin uzun bir operasyonel ömrü vardır. Çok yönlülükleri ve sağlam performansları, onları zorlu koşullarda kesin ve güvenilir ölçümler sağlayarak çeşitli zorlu uygulamalar için uygun hale getirir.
Çözücüler elektromanyetik indüksiyon prensibi üzerinde çalışırlar. Bir çözücü, her ikisi de sargılarla bir stator (sabit parça) ve bir rotordan (dönen parça) oluşur. Stator üzerindeki birincil sargıya bir AC voltajı uygulanır ve bir elektromanyetik alan oluşturulur. Rotor bu alan içine döndükçe, rotor sargıları statora göre konumlarına göre ikincil voltajlara neden olur.
Çözücü, rotorun konumuna göre değişen iki çıkış sinyali (sinüs ve kosinüs) üretir; Sinüs sinyali dönme açısının sinüsüne karşılık gelir ve kosinüs sinyali açının kosinüsüne karşılık gelir. Bu çıkış sinyalleri, kesin açısal konumu hesaplamak için çözücüden dijital dönüştürücüler (RDC'ler) tarafından işlenir, sinüs oranı ve kosinüs sinyallerinin açının kesin bir ölçüsünü sağlayan kosinüs sinyalleri. Bu işlem, mekanik dönme konumunu doğru bir şekilde yorumlanabilen elektrik sinyallerine dönüştürür.
Çözücüler ve kodlayıcılar esasen aynı şeyi yapar: döner hareket ve hızı ölçün, ancak farklı şekillerde. Bu ikisi arasındaki farklar aşağıda tartışılmıştır.